Durduğum yerden dünyaya baktım… Eğer iyi ile kötü arasında bir sınır olsaydı, ben tam o sınırda oturmuş ne tarafa ait olduğumu düşünüyor olurdum sanırım. Aslına bakarsanız bu olunabilecek en kötü durumdur. Önünde iki yol varsa yapabileceğin en kötü şey durup iki tarafa da gitmemektir. Bir yerden sonra o kadar kendini kaptırırsın ki herhangi birine gidemeyecek kadar paranoyaklaşırsın. Birini seçtiğin an yürümeye başlar ve ‘Ya diğerini seçseydim’ dersin her adımda. Hayatta herkes bir amaca ulaşmak, doğru olanı yapmak zorunda mıdır? Bir insan güzel ama hiç kimseye faydası olmayan bir yaşam yaşadıysa bu yaşam harcanmış mıdır? Kendiniz harcamasanız bile sizi harcamak isteyen birçok insan var hayatta.Hem de ne yaptıklarının farkında bile olmadan. Diyelim ki dünyanın en zeki insanısınız ve her konuda bilginiz var. Ama yine de siz bir salağın gözünde, ancak salak olabilirsiniz. Çünkü onun kapasitesi o kadardır. Siz 100 de olsanız, kapasitesi 5 olan bir insan için siz 5 sinizdir başka bir şey değil. Oysa ki siz 20 ye bile razısınızdır. Her seferinde değişen ben miydim yoksa dünya mı bilmem ama gereğinden fazla kendime ‘Neden?’ sorusunu sordum ve her seferinde farklı bir yanıt aldım. Merak ediyorsanız söyleyeyim sonucunda en iyi cevap koca bir ‘Çünkü’ ve noktadan ibaret.
1 Kişi Düşüncesini Belirtti:
boşa dememiş Mevlana, "söylediklerin ancak karşındakinin anlayabildiği kadardır" diye...
Yorum Gönder